"İsteyen bizimle gelsin!"
10/02/2024 Cumartesi Köşe yazarı A.U
Nasûhî Efendi (rahmetullahi aleyh), bir ara üç gün müddetle, sevenlerinden birinin
dâveti üzerine hava değişikliği için Çamlıca civârındaki Bulgurlu'ya gitti.
O kişi şöyle anlatıyor:
Yatsı namazını kıldı.
Gece yarısı kalktı.
Teheccüd namazı kıldı.
Tekrar yatmadı.
Yanında bulunanlara;
“Bize bugün Üsküdar'a gitmek gerekiyor. Hizmeti yerine getirdikten sonra
inşallah yine geliriz. Arzu eden bizimle gelebilir” buyurdu.
Sabah namazını kıldık.
Ve Üsküdar’a yola çıktık.
Yolda, karşıdan biri geldi.
Nasûhî Efendi’yi gördü.
Ve Ona şöyle arz etti:
Efendim, ben duâcınız da size geliyordum. Sebebi şu ki; Üsküdar'da bir
mağarada tek başına yaşayan bir zât var. Bana; (Dünyâ hayâtım bitmek
üzeredir. Vefât edersem techîz ve tekfînimi Nasûhî Efendi yapsın) dedi.
Kendisi çok bitkindi.
Ve zor konuşuyordu.
Son olarak da;
(Vefâtımı ve vasiyetimi ona bildirmene lüzum yok. Ona Allahü teâlâ
bildirir) dedi.
Ben yine de işgüzarlık yapıp geldim.
Bu gecenin son üçte birinde vefât etti.
O böyle anlattı.
Ve öyle de oldu.
Nasûhî Efendi hazretleri, talebeleriyle birlikte Bülbülderesi’ne geldi.
Kabrini kazdırdı.
Cenâzesini yıkadı, kefenledi. Namazını kılıp kabre koydu ve (Telkîn)ini
de kendisi verdi...