Efendisinden kölesine yazılmış mektup gibi...
08/08/2019 Perşembe Köşe yazarı V.T
"Kur’ân-ı kerîmi efendisinden kölesine yazılmış bir mektup veya
âmirden memura yazılmış bir emir gibi okumalı..."
Ebü’l-Feth Nişâbûrî hazretleri tefsîr âlimidir. 522 (m. 1128)’de doğdu.
İran’da Nişâbûr’da doğdu. 599 (m. 1203)’de Mısır’da vefât
etti. Tefsirinden bazı bölümler:
Zuhruf sûresi, 8. “Yoksa sanıyorlar mı ki, biz onların sırlarını,
gizli sözlerini işitmiyoruz? Evet, işitiyoruz. Hem onların yanında elçilerimiz
vardır. Onları yazıyorlar” âyet-i kerîmesinin nüzûl sebebini şöyle anlatmıştır:
“Kâbe-i muazzama ile örtüleri arasında oturup, konuşan iki Kureyşli ile bir
Sakafî veya iki Sakafî ile bir Kureyşli arasında bir konuşma geçmiş, bunlardan
biri demiş ki; 'Allahü teâlâ bizim sözlerimizi işitir mi?
sanırsınız?' Diğeri de 'Açık söylerseniz işitir ve gizli söylerseniz
işitmez' deyince bu âyet-i kerîme nâzil olmuştur."
En’am sûresi 19. “Şu Kur’ân-ı kerîm, sizi ve kime erişirse onları
inzar etmem, korkutmam için bana vahy olundu” âyet-i kerîmesinin
tefsîrinde şöyle buyurdu:
“Kur’ân-ı kerîm kime okunuyorsa, Allahü teâlâ kendisiyle konuşuyor
gibidir.” Bunu böyle kabul eden kimse, Kur’ân-ı kerîmi efendisinden kölesine yazılmış
bir mektup veya âmirden memura yazılmış bir emir gibi okur. Yani yalnız düzgün
okumayı bir vazîfe saymaz. Belki ne emrettiğini, neler istediğini ve nelerden
de menettiğini (yasaklandığını) anlamak için düşünerek okur ve gereğini
yapar."
Yine Bekâra sûresi 201. “Ey Rabbimiz, bize dünyâda bir hasene iyilik
ver” âyet-i kerîmesindeki “hasene”den muradın, (sâliha, iyi, temiz bir
kadın) olduğunu tefsîr etti. Nitekim Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve
sellem) efendimiz, “Sizler şükreden kalbe, zikreden lisana ve âhiret
husûsunda sizlere yardımcı olacak sâliha, mümin bir kadına sahip olmaya
çalışın!” buyurmuştur.
Mü’minûn sûresi 99-100. “Nihâyet onlardan her birine ölüm gelip
çatınca, tekrar tekrar şöyle diyeceklerdir: Ey Rabbim! Beni dünyâya geri
gönder. Tâ ki boşuna harcadığım ömrüm karşılığında iyi amelde, ibâdet ve
işlerde bulunayım!” âyet-i kerîmelerinin tefsîrinde de, şöyle bildirdi:
“Allahü teâlâ bu adama (Ne istiyorsun, neye heves ediyorsun? Servet
edinmek, sular akıtıp bağ ve bahçeler yetiştirmek arzusunda mısın?) diye sorar.
Adam ise, (Hayır, sâlih, iyi olan işler yapmak isterim) der. Allahü teâlâ,
(Hayır ondan artık iş geçti. Bu ölüm anında herkesin söyleyeceği sözdür)
buyurur.”