Sâdık arkadaş, büyük saâdettir
26/07/2023 Çarşamba Köşe yazarı H.Y
Ahmed-i Nâmıkî Câmî hazretleri, (Miftâh-ün-necât) isimli
kıymetli kitabının son faslında buyuruyor ki:
“İyi bir arkadaş, iki cihan için de büyük saâdettir. Maksada
çabuk ulaşmayı sağlar. İnsanlar birlikte yaşarlar ve arkadaşsız olamazlar.
Babamız olan Âdem aleyhisselâm, en güzel yer olan Cennette bulunduğu hâlde,
kendisine insan olarak bir arkadaş gerektiğini hissetti ve bunu istedi. Onun
sol kaburga kemiğinden Hazret-i Havva vâlidemiz yaratıldı.
İyi arkadaşa sahip olunca, çok hamd etmeli ve hep iyi kimselerle
beraber bulunmalıdır ki, kıyâmette pişmanlık çekilmesin. Kur’ân-ı kerîmde bu
hâl bildirilmektedir. İnsana ulaşan her felâket, kötü arkadaş sebebiyle gelir.
Ondan çok uzak durmalıdır. Arkadaşın iyiliği veya kötülüğü, mutlaka, asıl,
nesep, akrabalık gibi sebeplere bağlı değildir. Eshâb-ı Kehf’e yakın olup,
onlardan ayrılmayan Kıtmir isimli köpek, Kur’ân-ı kerîmde onlarla beraber
zikrolundu.
İyi arkadaş, insanı derekelerden (aşağılıklardan) yüksek
derecelere ulaştırır. Kötü arkadaş ise, bunun tersini yapar.
Herkes ile arkadaş olma! Konuştuğun kimselerin akıl ve
anlayışlarına uygun konuş. Tekebbür etme! Sırrını kimseye söyleme! Herkesin
sözüne aldanma! insanların sözlerine değil, işlerine bak! Kendi kendisine
faydası olmayan kimseden çok sakınmalıdır. Nerede kaldı ki, onun başkasına
faydası olsun. Kötü bir kimse ile arkadaş olan iyi bir kimse, eğer onu
kendisine çevirip iyi yapabilirse ne âlâ, eğer bunu yapamaz, kendisi de ona
benzer ve onun gibi olursa, o zaman çok fenâdır.
Tasavvuf büyükleri, öyle zâtlardır ki, günahkâr, serseri,
hırsız, bid’at sahibi, yolunu şaşırmış vs. kimseleri kendilerine benzetir,
düzeltirler. Bu Allah adamlarının, kendilerine has güzel koku ve renkleri olur.
O kokuyu ve rengi tadan, onlara benzer.
Kendi zan ve kafasına göre davranarak, başkalarını düzeltmeye
çalışmak, çoğu zaman fayda yerine zarar hâsıl edebilir. Bunun için çok dikkatli
ve uyanık olmalı, bir kimsenin saadetine vesile olayım derken, o kimsenin
-hattâ kendinin bile- felâketine sebep olmamalıdır.
Tanıştığınız, görüştüğünüz, beraber olduğunuz kimsenin iyi
arkadaş mı, kötü arkadaş mı olduğunu anlamakta dikkat edilecek husus ve ölçü
şöyle olmadır:
Gördüğünüz, görüştüğünüz, beraber olduğunuz, birlikte oturup
kalktığınız kimse, sizin Allahü teâlâyı hatırlamanızı ve unutmamanızı, O’nu dil
ve gönül ile anmanızı sağlıyor, bunu tazeliyor ve kalbinizi uyanık tutuyorsa,
işte o iyi arkadaştır. Ama beraber olduğunuz kimse, Allah korusun cenâb-ı Hakkı
ve O’nun zikrini size unutturuyorsa, gerçekten bil ki, o kimse kötü arkadaştır.
Ondan sakınmak elbette çok lâzımdır. Ondan, yırtıcı arslandan kaçar gibi hatta
daha çok kaçmalıdır. Çünkü arslanın yapacağı, olsa olsa canını almaktır. Arslan
insanın canını alabilir, onu öldürebilir. Fakat îmânına zarar veremez. Kötü
arkadaş ise, insanın hem îmânının ve hem de canının gitmesine, onun ebedî
felâketine sebep olur.”