Güzel ahlâktan, sâlih ameller meydana gelir
16/08/2024 Cuma Köşe yazarı V.T
Peygamber efendimiz buyurdu ki: “Bana en sevgiliniz ve kıyâmette
bana en yakınınız, ahlâkı iyi olanınızdır.”
Abdullah Haddâd el-Yemenî hazretleri evliyanın meşhurlarındandır. 1044 (m. 1634)’te Yemen’in Terim beldesinde doğdu. Seyyiddir. Dört yaşında iken âmâ oldu. Buna rağmen gayret ederek ilimde yüksek dereceye çıktı. Tasavvufta da ilerleyerek büyük bir velî oldu. Çok kerametleri görüldü. 1132 (m.1720)’de vefat etti. Dürrü’l-Manzûm adlı eserinde şöyle buyuruyor:
Allahü teâlâ, cinleri ve insanları ancak kendine
ibâdet etmeleri için yarattı. Bunun için Allahü teâlâ, Zâriyât sûresi
ellialtıncı âyetinde meâlen (Cinleri ve insanları, ancak bana ibadet
etmeleri için yarattım) buyuruyor. İnsanların Allahü teâlâya ibâdeti,
ancak sâlih amelleri ile olur. Sâlih ameller ise, ancak güzel ahlâktan meydana
gelir. Nitekim Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem); “Müminlerden
îmânı kâmil olanlar, ahlâkı güzel olanlardır” buyurdu. Yine buyurdu
ki: “Bana en sevgiliniz ve kıyâmette bana en yakınınız, ahlâkı iyi
olanınızdır.”
Allahü teâlânın yarattığı her şey, kemâline ulaşması
içindir. İnsanın kemâli ise, ma’rifetullahtır. Ma’rifet semeresi ise Allahü
teâlâya ibâdet etmektir. Sıhhat ve doğruluk bakımından kalbin en aşağı mertebesi;
Allahü teâlâyı ve Peygamber efendimizi annesinden, babasından, çocuklarından ve
malından daha çok sevmektir.
Peygamber efendimiz buyurdu ki: “Beni anasından,
babasından, çocuklarından ve bütün insanlardan çok sevmeyeniniz mü’min olamaz.”
“Üç şey vardır ki, bunları yapan îmânın tatlılığını
bulur: 1-Allahü teâlâyı ve Resûlünü, her şeyden çok seven. 2-Allahü teâlânın
sevdiklerini, Allahü teâlâ sevdiği için seven. 3-Allahü teâlâ onu küfürden
kurtardıktan sonra, küfre dönmekten, Cehenneme atılmaktan tiksindiği gibi
tiksinen.”
Kalbin sıhhat ve selâmetinin alâmeti, huzûrunun ancak
ma’rifetullahla olmasıdır. Marifetullah ise, ancak din bilgilerini öğrenmek ve
tatbik etmekle mümkündür. Nitekim Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmde Ra’d sûresi
yirmisekizinci âyetinde meâlen; “Îmân edip, kalbleri Allahü teâlânın zikri
ile itminan bulanlar. Uyanınız, dikkat ediniz! Kalbler, ancak Allahü tealanın
zikri ile itminan bulur” buyuruyor.
Kalbin hastalık ve bozukluğunun
alâmeti, kalbin ma’rifetullahdan lezzet almaması, yahut da ma’rifetullahı
gideren şeylerden lezzet almasıdır.