Dirilerden ölülere hediye!..
23/07/2023 Pazar Köşe yazarı S.K
Ölmüşlerimizi unutmamalıyız.
Ölülere, dua ile, istiğfar etmekle, onlar için sadaka vermekle yardım etmek,
imdatlarına yetişmek lâzımdır. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu
ki: (Ölünün
mezardaki hâli, imdat diye bağıran, denize düşmüş kimseye benzer. Boğulmak
üzere olan kimse, kendisini kurtaracak birini beklediği gibi, meyyit de,
babasından, anasından, kardeşinden, arkadaşından gelecek bir duayı gözler. Kendisine
bir dua gelince, dünyanın hepsi kendine verilmiş gibi sevinmekten daha çok
sevinir. Allahü teâlâ, yaşayanların duaları sebebi ile, ölülere dağlar gibi çok
rahmet verir. Dirilerin de ölülere hediyesi, onlar için dua ve istiğfar
etmektir.)
Hadis-i şerifte, (Bir kimse, kendisi için veya başkası
için yetmiş bin adet Kelime-i tevhîd okursa, günahları af olur) buyuruldu.
İslam âlimlerinin büyüklerinden Mazher-i Cân-ı Cânân
hazretleri, bozuk işleri olan fâsık birinin kabri yanına oturmuştu. Kabir
sahibinin azap gördüğü malum oldu. “Bu mezarda Cehennem ateşi var. Kabir
sahibinin imanlı olmasında şüphe ediyorum. Ruhuna (Hatm-i
tehlîl) [70 bin kelime-i tevhid] sevabı bağışlayacağım.
İmanı varsa, af olur” buyurdu. Hatm-i tehlîlin sevabını bağışladıktan sonra,
“Elhamdülillah imanı varmış, azaptan kurtuldu” buyurdu. [Makamat-ı
Mazheriyye]
Hikmet ehli mübarek bir zat buyuruyor ki:
Ölmüşlerimizin ve bütün müminlerin ruhlarına okuduğumuz hatimler, Fâtihalar,
salevatlar ve hatm-i tehliller, çok önemli, çok kıymetli birer
hediyedir... Basra’da genç biri vefat eder. Annesi evlat acısından yanar
yakılır. (Ya Rabbî, oğlumu rüyada bana göster!) diye yalvarır. Bir türlü
göremeyince, Hasan-ı Basrî hazretlerine gider, (Ne olur bana bir dua öğretin,
rüyada oğlumu göreyim) der. Hasan-ı Basrî hazretleri, bu kadının rüyada
oğlunu görebilmesi için dua eder. (İnşallah evladını rüyada görürsün) der...
O gece anne, oğlunu rüyasında görür. Ama oğlunun yüzü gözü değişmiş, ateşler
içinde yanıyor. Anne korkudan hemen uyanır ve çok üzülür. Tekrar Hasan-ı Basrî
hazretlerine gider. (Hocam, oğlum ateşler içinde yanıyor) der. O da çok üzülür.
Birkaç gece sonra, Hasan-ı Basrî hazretleri, o genci rüyasında nimetler içinde
görür. Hasan-ı Basrî hazretleri, (Annen seni rüyasında görmüş, ateşler içinde
yanıyormuşsun, ne oldu da sen şimdi böyle nimetlere kavuştun?) diye sorar. O
genç der ki: "Hocam, bir kimse bizim kabristana uğradı. 11 İhlâs, 1 Fâtiha
okudu ve bir de 10 salevat-ı şerife okuyup bize hediye etti. Çok kimse
böyle yanıyorduk. Allahü teâlâ, o gün hepimizi affetti. Azaptan kurtulduk.
Çeşitli nimetlere kavuştuk." Hasan-ı Basrî hazretleri, onun durumunu
annesine anlatınca, kadıncağız çok sevindi.
O hâlde, ölmüşlerimizi unutmamalıyız. Onlara her akşam, hiç
olmazsa cuma ve pazartesi geceleri hediyelerini göndermeliyiz.
Ölmüşlerimize böyle hediye göndermeyi çoluk çocuğumuza da öğretmeliyiz ki,
öldükten sonra bizi unutmasınlar, hediyelerimizi göndersinler.